
Harem sözcüğü
Arapça
haram (kutsal) kökünden türetilmiştir ve sözcük anlamı olarak
kutsal bir alanı tanımlasa da kullanım olarak; giriş ve çıkışın
denetimli olarak yapildığı, belirli kişilerin veya belli tür
davranışların bulunmasının
yasak olduğu bir yeri anlatır.
Osmanlı İmparatorluğu'nda, haremin kutsallığı, saygıdeğerliği,
dinsel saflığı temsil eden bir yer olması, sadece burada
kadınların (anne, eş(ler), cariyeler vs.) bulunmasından değil,
hane reisinin de haremde yaşamasından kaynaklanır.
Fakat Batı'daki Doğubilimcilerin haremden anladığı ile Müslüman
ülkelerdeki harem anlayışı ve yaşayışı arasında ciddi farklılıklar
vardır. Doğu'da harem, hanede ailenin yaşadığı, yabancıların
alınmadığı kısımken, Batı'da sadece kadınların yaşadığı ve
erkeklerin sahibi olduğu bir zevk ve sefa mekânı olarak
düşünülmektedir. Bu görüş birçok ressamın Doğu hakkındaki
masallardan etkilenerek yaptığı tablolarla desteklenmiş, Batı'da
adeta bir dogma (asla değişmeyeceği kabul edilen mutlak değerler)
halini almıştır.
Osmanlı İmparatorluğu'nda harem
Orhan Gaziyle birlikte devlet içinde yer edinmeye başlayan harem
Kanuni Sultan Süleyman devrinde kurumsallaşmasını tamamlamıştır. iki
temel fonksiyonu vardır.
Padişahın özel yaşamını sürdüğü ve eş bulduğu yerdir.Fatihle
birlikte şehzadeler yabancı hanedanlrla evlenmeyi bıraktıklarından
bu çok önemli ve hanedanın devamı için vazgeçilmez bir fonksiyondur.
Ayrıca bir okuldur.
Enderun mezunu
devşirme gençlerle sarayda eğitim almış cariyelerin
evlendirilmesiyle eğitime dayanan bir
aristokrasi kurulmuştur. Padişaha ve
hanedana bağlı bir aristokrasi yaratılmasını sağlamak için
cariyelerin eğitilmesini sağlayan kurumdur.
Osmanlı’da harem, herkesin giremediği bir ortamdı. Sözcük olarak
harem ‘dokunulmaz, kutsal’ anlamına gelir. Bilinenin aksine
Osmanlı’da ‘Harem-i Humayun’, devlet adamları yetiştiren ‘Enderun’
mekteplerine paralel bir kurumdu. Kesinlikle, cinselliğin ayyuka
çıktığı, padişahın canı çektiğinde içinden kadın seçip beraber
olduğu bir yer değildi. Buradaki kadınlar, Osmanlı’nın en üst kültür
grubunu temsil ederdi Bazı çevrelerde ‘harem’ kavramına cinsel ve
egzotik benzetmelerin yapılmasının nedeni 17 ve 18’inci yüzyıllarda
Batı’nın bu kuruma cinsel içerikli yakıştırmalar yapmış olmasıdır.
HAREM
KOKUSU
İpeksi bir
kokusu vardır.
Yumuşak,
etkileyici ancak keskin değildir.
Günlük yaşamda
en çok kullanılan saray kokusudur.
Koku sahibi
kendisini temiz, rahat ve huzurlu hisseder.
Kokunun hafif
olması sebebiyle, kolaylıkla değiştirilebilir.
Anasayfa
|